Boyaların kitre üzerine serpilmesiyle oluşturulan ve biz(iğne) ya da tarakla herhangi bir şekilde çizilmeden yapılan mermer dokusuna benzeyen ebru çeşididir. En basit ebru çeşidi gibi görülse de kumlu ebru dışında diğer tüm ebru çeşitlerinin temelidir ve yapımı en zor ebrudur.
Mustafa Düzgünman’ın geliştirdiği bir ebru tarzıdır. Önce battal döşenmiş bir desen üzerine, mümkün olduğunca açık bir renkten iri damlalar halinde bir renk atılır. Daha sonra, bunun üzerine, yine uygun bir renkte çok küçük, 2-3 mm hatta bazen 1 mm çapında serpme ebru yapılır.
Gel-git ebrusu yapıldıktan sonra, son yapılan gelgitin yönüne dik gelecek şekilde ve tarak kitreye temas edecek kadar tekneye sokulur, teknenin diğer tarafına çekilir. İstenirse şal ebrusu deseni verilebilir.
Önce zemin ebrusu yapılır, öd ayarı hatip ebrusuna göre yapılmış bir renk eşit aralıklarla damlatılır. İlk damlatılan renklerin ortasına ikinci, üçüncü ve istenirse daha fazla sayıda renk damlatılır. Elde edilen iç içe halkalara biz ile şekil verilerek yürek, taraklı yürek, çark-ı felek, yonca gibi hatip desenleri yapılır.
Suyu ve ödü az olan lahor çividi teknenin ortasına ya da bir kenardan hep aynı noktaya (ya da noktalara) damlatılır, bu işlem tekne yüzeyi dolana kadar devam eder. Boya çatlar ve kumlu bir hal alır. Bazen “V” şeklinde çatlaklar oluşur, buna da kılçıklı ebru denir.
Kağıdın üzerine önce arap zamkı ile yazı yazılır, kuruduktan sonra kağıt ebru teknesine yatırılır ve zamklı kısımlar ebruyu kabul etmez, ve ebru tekneden yazılı olarak çıkar. Necmeddin Okyay’ın buluşu olan bu tarza yazılı ebru denir. Eski kitap sanatları içinde, bir kağıdın yazı yazılacak kısmının ayrı, etrafının ayrı renge boyanmasına akkase, böyle kağıtlara da akkaseli kağıt denilir, kelime Türkçemizde “akis” şeklinde kullanılan “aks” den gelmektedir. Ebruda başka bir tarz Akkase şöyle yapılmaktadır; hafif ebrulu kağıdın ortada yazı yazılacak kısmına arapzamkı sürülerek, koyu renklerle yapılmış ebru olan tekneye yatırılır, zamklı kısımlar ikinci ebruyu tutmaz. Böylece iki ayrı ebrulu yani Ebrulu Akkase denilen kağıt yapılmış olur. Necmeddin Okyay bu şekilde akkase’yi yazılı ebruya da uygulamıştır.
Önce battal ebru yapılır. Kağıt tekne içindeki ebrulu yüzeyde yavaş ve dikkatli bir şekilde ileri geri kaydırılır.